50 yıl önce Malatya’ya gelen ve burada evlenen Rosemarie Döringer, Müslüman olduktan sonra Gülşen Yakut ismini aldı. 3 çocuk sahibi Yakut, analı kızlı yemek yapıyor, halı dokuyor. Kendini artık tamamen bir Türk gibi hissettiğini söyleyen Gülşen Yakut’un romanlara konu olacak hayat hikayesine kulak verelim.
Almanya'nın Deggendorf kentinde 1956'da dünyaya gelen Rosemarie Döringer, 1974 yılında 17 yaşındayken Malatyalı Fehmi Yakut ile tanıştı.
Aralarında büyük bir sevgi bağı kurulan Rosemarie ile Fehmi Yakut evlenmeye karar verdi.
Ailesini geride bırakarak Türkiye’ye gelen Rosemarie burada evlendi ve eşiyle birlikte Malatya’ya yerleşti.
Fehmi Yakut ile evliliğinden 3 çocuk sahibi olan Rosemarie daha sonra Müslüman oldu ve Gülşen ismini aldı.
Türk gelenek ve göreneklerine zor da olsa alışan Gülşen Yakut kısa sürede Türkçeyi de öğrendi.
Romanlara konuk olacak türden bir hayat hikayesi yaşayan Gülşen Yakut adeta bir Türk kadını oldu. Türk yemekleri yapmayı öğrenen Yakut zamanının büyük bir bölümünü de Yeşilyurt Belediyesi Kiltepe Mesleki Eğitim ve Yaşam Merkezindeki halı dokuma kursunda geçiriyor. Burada halı dokumayı öğrenen Yakut çevresi tarafından da oldukça seviliyor.
50 yıldır Malatya’da yaşadığını söyleyen Yakut, “Almanya’da küçük bir şehirde doğdum. 17 yaşında eşimle tanıştım ve daha sonra evlendik buraya yerleştik. Burada ilk başta çok zorluk çektik ama daha sonra alıştım. Buraya gelmemde ailem razı değildi. Eşim askere gidince 20 ay askerde kaldı. O dönemde çok zorlandım. Almanya’ya gitmek istedim ama gidemedim. Türk olduğum için Alman vatandaşlığım gitti. Ama içimde hep hasret vardı. Şu anda 3 tane çocuğum var. Türkçeyi kitaplardan öğrendim. Kayınvalidem ile 6 yıl oturdum. İlk zamanlarda yabancı olduğum için istenmedim ama bir şekilde yürüttük. Çocuklarım Türk olarak yetişti. Pişmanlığım da var ama mutluyum genel anlamda. Çocuklarım bazen neden böyle bir şey yaptığımı soruyor ben de ‘o zaman cahildim’ diyorum” şeklinde konuştu.
Kanser hastalığına yakalandığını ve hastalığı atlattığını söyleyen Yakut hastalığı atlattıktan sonra kapandığını ve namaza başladığını söyledi.
En doğru yolun Müslümanlık olduğunu belirten Yakut Müslüman olduktan sonra huzurunun arttığını dile getirdi.
Almanya'dan Malatya'ya geldikten sonra komşularının kendisine yakınlık gösterdiğini belirten Yakut, Türkiye'deki komşuluk, akrabalık, aile ve arkadaşlık ilişkilerinin Almanya'da olmadığını sözlerine ekledi.
